Hiç sizi çok iyi tanımayan birinden "Çok soğuk görünüyorsun, konuşma şeklin çok agresif, hırslı birine benziyorsun" şeklinde yorumlar aldığınız oldu mu?
Peki bu yorumlar karşısında ne yaptınız?
Kendinizi açıklamaya mı çalıştınız yoksa hafif bir tebessümle bu yorumu geçiştirmeyi mi denediniz?
Aramızdaki en özgüven sahibi kişi dahi farkında olmadan başkalarının kendi ile ilgili düşüncelerini kontrol etme arzusu duyabilir.
Karşımızdaki kişinin bizimle ilgili yargılarını değiştirmeye çalışmak çoğu zaman bilinçli bir eylem değildir.
Kıyafet seçiminimizde, duruşumuzda, tercihlerimizde, kendimizi ifade etme tarzımızda ufak ayarlamalar yapmak başkalarının zihnindeki imajımızı değiştirebilir.
Bu çaba, beğenilmek, tercih edilmek, değerli hissetmek amacı taşıyabileceği gibi olumsuz değerlendirmelerden
de sakınabileceğiniz bir yol gibi görünür.
Ancak birini algılama biçimimiz çoğu zaman iç kaynaklarla yani bizim kim olduğumuzla ilgilidir, dolayısıyla algılanma biçimimiz de...
Benim tercihlerim, benim bakış açım, benim değerlerim başkasını algılama biçimimi oluşturan temel motiftir.
Bu motif bazılarımız için siyah beyaz kadar net bazılarımız için grilerin de olduğu daha kafa karıştırıcı bir bağlamdır.
Başkalarının bizimle ilgili düşüncelerini değiştirmeye çalışmaktansa onların bizi değerlendirme şeklini anlamak ve işimize yarayacak yorumları, eleştirileri ayıklama becerimizi geliştirmek daha anlamlı bir çabadır.
Bu aynı zamanda başkasından beklediğimiz ilgi ve değeri kendimize verebilmemiz demektir!